29 Ağustos 2007 Çarşamba

REŞAN NURİ GÜLTEKİN-DUDAKTAN KALBE

Reşat Nuri Güntekin’in ’Dudaktan Kalbe’ eseri dizi oluyor. ’Lamia’ karakterini genç oyuncu Aslı Tandoğan oynayacak. Dizi Show TV'de ekrana gelecek


1965’te beyazperdede Hülya Koçyiğit’in canlandırdığı ’Lamia’ karakterini genç oyuncu Aslı Tandoğan oynayacak.

Cüneyt Arkın’ın hayat verdiği ’bestekar Kenan’ rolü ise manken-oyuncu Burak Hakkı’nın oldu. Ay Yapım’ın hazırladığı dizi Ekim ayında Show TV’de ekranlara gelecek.
Yönetmenliğini Andaç Haznedaroğlu’nun yapacağı dizinin çekimleri Büyükada’da gerçekleştirilecek. Lamia ile Bestekar Kenan’ın hüzünlü öyküsü bugüne uyarlanarak çekilecek.

DUDAKTAN KALBE KİTABININ ÖZETİ

Hüseyin Kenan ;ince, uzun, mavi gözlü, esmer tenli, durgun, çekingen bir gençti.Küçük yaşta babasini kaybetmisti. Anesi,kiz kardesi ve kendisi dayilarinin yanin da kalirlar. Zorlukla Mühendislik mektebini bitirmistir. Fakat küçüklügünden beri musikiye aşıktır. Dayilarin yanında Reji katipliğini yapan Mesut Bey`den keman dersleri alır. Onyedi yasindadir.Mühendislik Mektebine giderken dayilarin komsusu Leyla isminde bir kıza asık olur. Çok çekingen oldugundan bunu kalbine gömer. Okulu bitirdikten sonra bir arkadaşının yardımıyla Avrupaya gider. Orada kemanını çok ilerletir ve güzel eserler verir. O artik ünlü bir Virtüoz dür.
Bu arada kız kardesi Afife evlenmistir.Aneside bir yil sonra Afife`nin yanına gider.Hem onları hemde dayisini görmek için Seydi köye gider.

Istanbul’dan İzmir`e gemi ile gider.Gemide Münir Bey, Prens Vefik Paşa ve kızı Prens Cavidanla beraberdir. Dayisinin komşusu Münir Bey Kenan`nın cavidanla evlenmesini ister ve nişanlanırlar.

Kenan Izmir`de Bozyaka`da Lamia adlı bir kızla tanısır.Lamia’nını annesi babası ölmüş amcalarının yanında kalan sakin uysal birdir. Ayrica bir yüz başıyla nişanlıdır.Kenan ona yüzündeki çillerden dolayi Kınalı Yapıncak ismini takar.Aralarında maceraya benzeyen bir ilişki olur. Her akşam buluşmaktadırlar. Kenan çocuk denecek bir kızla beraber olduğu için kendine kızmakta fakat yanlız kaldıklarında kendine hakim olamamaktadir.Bu beraberlik duyulur ve dedikodular baslar. Dedikodular yüzünden Amcası Şükrü Bey Lamia`yı dayisi Rıza Bey`in yanına Kütahya`ya göderir.Trende Lamia Makbule isimli birkizla tanisir.Kendinden habersiz hayata küskün bir şekilde Kütaya`da yaşamaya başlar.Yengesi ona kendini düşünmüyorsan doğocak çocuğunu düsün der.

Lamia değişir.Lamia’nin bir kız çocuğu olur.Adıni Mebrure koyar.
Dayisinin kizi Mahmure üç çocukla ve kocasıyla babasının evinde kalır.Fakat bir Çavuş’u sevmiştir ve kocasının bundan haberi olmuştur. Mahmure kurnazlıkla kendisini değilde Lamia’nın Çavuşla görüştüğünü söyler. Böylece Lamia olayi üstlenmiş olur. Mahmureyi de kocasından ayrılmaktan kurtarır.Buarada Mahmure’nin kocası Resih Bey Lamia’ya saldirir.Lamia’da onu öldürür.Mahkemede beratine karar verilir.
Dayısı Rıza Bey onu bir tanıdığının evine teslim eder.Orada ziyerete ilk gelen Makbuledir.Makbule’nin babası onu ister ve evlenmeye karar verirler Lamia ondokuz yasındadır.
Kemal Beylerin evlerine Istanbul’daki kızkardeşinin oğlu Doktor Vedat gelir.Istanbul’dan Kütahya’ya sürgün olarak gelmiştir.Lamia’nın genç ve güzel olması,dayısınında yaslı olması Vedat’ı düşündürür.

Lamia’nın söylediği bir şarkı Kenan’ı tanıdığını haber verir.Kenan’ı İstanbul’dan tanıyan Vedat Lamia’ya Kenan’dan ve Cavidan’dan behseder.
Birgün Vedat Bey bir avda vuruldu diye duyulur.Bunu öğrenmeye giden Lamia Hanımın ev saybınin hazırladiği kömür közünden Vedat Beyle birlikte zehirlenirler.Dedikodular yine başlamiştir.Kemal Bey’de onun evden ayrılmasını ister.Vedat Bey olaylardan dolayı çok üzgündür.Lamia’ya evlenme teklifi eder.Lamia kabul etmez.

Vedat’ın sürgün görevi Kütahya’da bitmiş İstanbul’a gitmiştir.
Bu arada Kenan Cavidan’la evlenmiştir.Üç yıldan beri ilk defa Lamia’yı düşünür. Aşk değil bir gönül oyuncaği dudaklarımızın eğlencesi ibaret diyen Kenan şimdi bu aşkın zehir gibi dudaklarından kalbe indiğini anlar ve Kınalı Yapıncagı yanında olmasını çok ister.Cavidan’la mutludeğildir. Cavidan’la İzmir’e Bozyaka’ya giderler. Cavidanla birlikte orada Lamia’yı göreceğini ümit eder. Fakat göremez ve çok üzülür.

Kenan Bey’ler İstanbul’a giderler.Bu arada Lamia’da İstanbul’a kalkmIstIr.Kenan Bey’le Prenses Cavidan ayrılırlar.Eski arkadaş olan Vedat Bey’le Kenan karşılaşırlar.Vedat onu muaynanesine çağırır.Orada tesadüfen Kenan Lamia ile karşılasır.Tekrar görüşmek için mektup yazar.
Kenan’ın kemanının sesinden çıkan büyülü aşk sevdası böylece bitmiştir.Kenan’da bütün ümitlerini yitirmiştir.

Lamia Vedat’la evlenmeğe razı olur ve evlenirler. Kenan Bey hayata küsmüştür. Seydiköy’e annesinin mezarına gider ve kardeşini dolaşir. Alti ay sonra ölür.

2. KİTABIN ANA FİKRİ:

Gerçek mutluluğun şandave şöhrette olmadığıdır.

4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Hüseyin Kenan:
Babasınıküçük yaşta kaybetmiş müzmim bir genç. Müzikte başarılı olduktan sonra çocukluğunu ve gençnliğini yaşamak istemiştir.
Nail Bey:
Hüseyin Kenan’ın babası
Melek Hanım:
Kenan’ın annesi. Babasından habersiz evlenmiştir. Genç yaşta dul kalmıştır.
Münir Bey:
Kenan beyin dayısı, kendini üzüm bağlarına vermiştir.
Vefik Paşa:
Mısırlıdır, tahsilini Paris’te yapmıştır.
Prenses cavidan:
Vefik Paşanın kızıdır. Esaslı bir tahsili yoktur, babası gibi sanata düşkündür. Çok güzeldir.
Rıza Bey:
Lamia’nın Kütahya’daki dayısı
Kemal Bey:
Lamia’nın ilk nikahlı eşidir.
Makbule Hanım:
Kemal beyin kızıdır. Lamia ile baştan beri dosthane bir tavır içindedir.
Vedat Bey:
Kumral, şen, neşeli, canı istedikçe iş yapan, çok akıllı birisi.

5. KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

Akıcı bir kitap insan sanki kendi yaşıyormuş gibi anlatılmış

Dudaktan Kalbe Giden Bir Yol


Dudaktan kalbe bir yol

Reşat Nuri Güntekin'in Dudaktan kalbe kitabından, tv ye uyarlanan 'Dudaktan Kalbe' nin başrollerinde Burak Hakkı ve Fadik Sevin Atasoy oynuyor ve yönetmenliğini iseAndaç Haznedaroğlu üstlenmiştir . Müzisyen olan Hüseyin Kenan Gün çocukluk yıllarını , dayısı olan Saib Paşazade nin yanında geçirmiştir. Saib Bey, onun rızası olmadan evlenen kız kardeşi Melek Hanım'ı hiç affetmemiştir. Melek Hanım, hırsızlık suçuyla mahkum olan kocası hapishanede ölünce, ağabeyinin yanına sığınmıştır. Ama Saib Bey, iyiliğini başlarına kakarak hayatlarını zindana çevirir.

Dudaktan Kalbe Dizisinin Fragmanı-İlk Görüntüler

Dudaktan Kalbe bildiğiniz gibi Edebiyatımınız usta yazarlarından olan dudaktan kalbe romanının,diziye uyarlanmış halidir.
Şu anda bu dizi ile ilgili fazla bilginin olmamasına rağmen sizler için fragman niteliğinde bir nevi tanıdım videosunu ekledik.Bu videoyu eklemek için çok uğraştık.Bir siteden alarak koyabilirdim.Öyle yapmadım.el emeği göz nuru ile youtube e ekledim,ve sizlere sunuyorum...

REŞAT NURİ GÜLTEKİN BİYOGRAFİSİ

Reşat Nuri Gültekein türk edebiyatımızın en eşsiz yazarlarında biridir.Yazdığı eserleri tiyatro tarzından yazması ve toplumu anlatması ,insanlarda RNG eserlerine karşı bağımlılık yaratmıştır.
Reşat Nuri 1889 yılında İstanbul'da Hayata gözlerini açtı...
Eğitim hayatını Çanakkale,İzmir ve İstanbul'da sürdürdü.Edebiyat fakültesinin bitirdikten sonra Bursa ve İstanbu'da lise öğretmenliği yağmıştır.Bunun yanında MEB da müfettişlik ve Çanakkale milletvekilliği de yapmıştır.Paris Kültür Ateşeliğinde de görev yapmıştır.Emekliye ayrıldıktan 2 sene sonra ,Tedavi için gittiği Londra'da 1956 yılında hayata gözlerini yumdu.Şu anda mezarı İstanbul Zincirli Kuyu Mezarlığındadır.


Başlıca hikaye, tiyatro ve roman alanlarında eserler vermiş bulunan Reşat Nuri’nin en başarılı edebi ürünleri romanlarıdır. İnce ve duygulu bir romantizm ile fazla derinleşmeyen fakat çok başarılı gözlemlerle bezenmiş gerçekçiliği kaynaşti- rarak geniş bir okuyucu yığınına seslenen yazar, özellikle dili ve anlatımdaki rahatlığı ve çekiciliğiyle ün yapmiş, sevilmiştir. Roman ve hikayelerinde kişilerin ve toplumun bazı gülünç yönlerine de sık sık dokunan Reşat Nuri’nin başlıca eserleri şunlardır: Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi, Acımak, Damga, Kızılcık Dalları, Eski Hastalık, Miskinler Tekkesi, Anadolu Notları I-II, Yaprak Dökümü, Ateş Gecesi, Bir Kadın Düşmanı, Gökyüzü, Değirmen, Yeşil Gece, Olağan İşler, Gizli El, Harabelerin Çiçeği, Sönmüş Yıldızlar, Tanrı Misafiri, Kan Davası, Kavak Yelleri, Leyla ile Mecnun, Son Sığınak, piyesleri: Hançer, Hülleci, Çalıkuşu (N.Cumalı), Bir Köy Öğretme-ni, Balıkesir Muhasebecisi, Eski Şarkı, Tanrı Dağı Ziyafeti, Yaprak Dökümü piyesleridir. Tercümeleri ise: Hz. Muhammed’ in Hayatı ( Emil Dergmenheim ), Kahramanlar ( Carlyl ), Don Kişot ( Cervantes ), Yabancı, Atlı Adam, Bir Fakir Delikanlı, La Dam O Kamelya (A. Dumas Fils), Evham, Hakikat (Emil Zolda), İtiraflar (J. J. Rousseau)’ dur.